Hutbeler

PDF-Dosyası - İslam İlim Dinidir Hutbe (iki sütunlu PDF)


Camilerin ve Din Görevlilerinin Toplum Hayatındaki Önemi

بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيم

وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَدًا


Bismillâhirrahmânirrahîm
[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“Mescitler şüphesiz Allah'ındır. Öyleyse oralarda Allah'a yalvarırken başkasını katmayın.”
Cin Suresi, 72/35

Muhterem Müslümanlar,
Her dinin kendi inananlarını içine toplayan ve ibadetlerini gerçekleştirdikleri mabedleri vardır. Yüce Dinimiz İslam'ın ve biz müslümanların ibadethaneleri de camilerdir. Camiler, yeryüzünün ilk mescidi  ve Allah'ın evi  olan Kâbe’nin, yeryüzündeki birer şubesi durumundadır.

İslam dininde, en önemli dini görevlerden birisi namaz kılmaktır. İşte, camilerin asıl ve ilk fonksiyonu namaz kılmak için müslümanları bir araya toplayan bir mekan olmasıdır. Camilerde ibadetlerimizi yaparken, ihlas ve samimiyetle yapmalı, ibadetlerimize riya ve benzeri duyguları karıştırmamalıyız. Zira Yüca Allah bir ayeti Kerimede şöyle buyuruyor: "Mescitler şüphesiz Allah'ındır. Öyleyse oralarda Allah'a yalvarırken başkasını katmayın."3

Değerli Kardeşlerim,
Almanya’daki yaşam serüvenimiz, 50 yılı aşkın bir süre önce başladı. Önceleri kısa bir süre kalıp dönmek üzere geldiğimiz bu ülkede, değişik sebeplerle kalıcı bir hayatı benimsedik. Almanya’yı, adeta ikinci vatanımız olarak kabul ettik. Bu süre içinde, Almanya’nın her tarafında sayıları binleri bulan camiler inşa ettik. Bu gurbet diyarında camiler bizler için adeta ikinci adresimiz durumuna geldi. Bu çerçevede camilerimiz, ibadetin yanında, sosyal hayatımız içinde başka birçok ihtiyacımızı da karşıladığımız vazgeçilmez unsurlar haline geldi. Bu itibarla, Almanya ve Avrupanın değişik yerlerinde camilerin yapımında emeği ve desteği olan herkese minnet duygularımızı ifade ediyor, onlar içinden ölenler için Yüce Rabbimizden rahmet niyaz ediyorum. Bir çoğu vefat eden, bir çoğu Türkiye’mize yada başka yerlere göç eden insanlarımızın katkılarıyla yapılmış bu mabetler, aynı zamanda bizlere onların birer emanetidir. Bu emanetlere, onların beklediği şekilde sahip çıkmak da bizlerin en temel görevlerimiz arasındadır.

Muhterem Kardeşlerim,
Camilerde başta din hizmeti olmak üzere, birçok alanda hizmet yürüten din görevlilerimiz de önemli bir görev icra etmektedirler. Onlar mihrapta namazımızı emanet ettiğimiz, minberde ve kürsüde öğütlerini dinlediğimiz, kendisinden Kur'an öğrendiğimiz, dualarına amin diyerek rehber kabul ettiğimiz kimselerdir. Din görevlileri, mutlu günlerimizde mutluluğumuza destek olan, üzgün günlerimizde de üzüntülerimize ortak olan, çıkmaza düştüğümüzde bize yol gösteren gönül dostlarımızdır. Bizlerin yetişmesinde emeği geçen tüm hocalarımızdan ölenlere rahmet, yaşayanlara da sağlık ve afiyetler diliyoruz.

Değerli Mü'minler,
Diyanet İşleri Başkanlığımız her yıl Ekim ayının ilk haftasını ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ olarak belirlemiştir. Önümüzdeki hafta Camiler ve Din Görevlileri Haftasıdır. Bu hafta münasebetiyle, biraz önce de ifade ettiğimiz hususlar çerçevesinde, camilerin görevleri, misyonları ve hayatımızdaki yeri ile alakalı düşüncelerimizi gözden geçirelim. Cami hayatımızın önemli bir parçası olsun. Biz de caminin bir parçası olalım. Camiler dünyadaki cennet bahçeleri değerindedir. Kendimizi, çocuklarımızı, arkadaşlarımızı camilere yönlendirelim. Camilerde Allah'ın misafiri olmanın hazzını yaşayalım. Oralarda görev yapan din görevlilerini de dostlarımız, kardeşlerimiz, Cennet yolunda arkadaşlarımız ve rehberlerimiz olarak kabul edelim.

Değerli Kardeşlerim,
Her yıl 3 Ekim günü camilerimizde ‘Açık Kapı Günü’ olarak da kutlanmakta, bu gün içerisinde camimizi başka dinlere mensup birçok insan ziyaret etmektedir. Camimizi ziyaret eden bu misafirlerimize karşı da son derece sıcak ve misafirperver davranalım. Güler yüzlerimizle ve yapacağımız ikramlarımızla onları güzel bir şekilde ağırlayalım. Bunun hem dini, hem de milli bir görev olduğunu unutmayalım.


Muhammet İNCE
Singen DİTİB Camii Din Görevlisi



1. Ali İmran Suresi, 3/96
2. Hac Suresi, 22/26
3. Cin Suresi, 72/18

2014-09-26