
﷽
وَتَرَى الْمَلٰٓئِكَةَ حَٓافّ۪ينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْۚ
.وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَق۪يلَ الْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
:وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
.كُلُّ أَمْرٍ ذِى بَالٍ لاَ يُبْدَأُ فِيهِ بِالْحَمْدِ أَقْطَعُ
Hamd Olsun Alemlerin Rabbine
(07.11.2025)
Yüce Allah’ın güzel isimlerinden biri de El-Hamîd’dir.1 “El-Hamîd” demek, Yüce Allah’ın her türlü övgüye en layık olması demektir. Yüce Rabbimiz övgülerin en güzeline layıktır; çünkü O, yarattığını en mükemmel şekilde yaratmaktadır.2 Övgülerin tamamı Yüce Allah’adır; çünkü Rabbimiz her işini dengeli, ölçülü3 ve hikmetli4 yapmaktadır.
Hamd’in en güzel ifadesi “Elhamdülillâhi Rabbi’l Âlemîn” sözüdür. “Bütün övgüler Allah içindir, O, bütün varlıkların sahibidir” anlamına gelen bu söz, Kur’ân-ı Kerîm’in ilk sözüdür.5 Bu söz, Allah’ın huzuruna her davrandığımızda yenilediğimiz kulluk sözleşmemizin ilk sözüdür. Bu söz, cenneti hak edecek olan kulların cennete girer girmez dillerinden dökülecek olan ilk sözdür.6
Kardeşlerim! Aziz Müminler!
Kur’ân-ı Kerîm’de Yüce Allah’a hamd etmek emredilmiştir.7 Fakat hamd kavramını sadece dil ile söylenen “Elhamdülillah” sözüne indirgemek doğru değildir. Dilimizin hamdi; “Elhamdülillah” diyerek Allah’ı övmek; kalbimizin hamdi, Rabbimizi herkesten ve her şeyden çok sevmektir. Aklımızın hamdi, yaratılanla yaratan arasında bağ kurmak; irademizin hamdi, doğru ve adil kararlar vermektir. Malımızın hamdi, sahip olduklarımızı Allah’ın rızasına uygun şekilde harcamak; canımızın hamdi, aldığımız her nefeste Yüce Allah’ı yâd etmektir. Evladımızın hamdi, onu Allah’ın rızasına uygun, hayırlı bir evlat olarak yetiştirmektir. Gözümüzün hamdi, yaratılan güzellikleri fark etmek; kulağımızın hamdi, Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına kulak vermektir. Elimizin hamdi, işimizi sağlam ve düzgün yapmak; ayağımızın hamdi, Allah yolunda koşmaktır.
Kardeşlerim!
Peygamberimizin (s.a.s.) hayatını incelediğimizde, O’nun daima Rabbine hamd ettiğini görürüz. “Allah’a hamd ile başlanılmayan her işte bereketsizlik vardır”8 buyuran Rahmet Peygamberi (s.a.s.), “Elhamdülillah” sözünü hayatından hiç eksik etmezdi. Peygamberimiz her yeni güne hamd ile başlardı.9 Bir şeyler yiyip içtikten sonra mutlaka hamd ederdi.10 Yeni bir elbise giydiğinde,11 bir ihtiyacını giderdiğinde12 hatta hüzünlü bir anında bile hamd ile teselli bulurdu.13 Peygamberimiz, hoşuna giden bir şeyle karşılaştığında hamd eder, Rabbine yönelirdi; hoşuna gitmeyen bir durumla karşılaştığında da hamd eder, Rabbine teslimiyetini gösterirdi.14
Kardeşlerim!
Allah’ın el-Hamîd isminden pay almak istiyorsak, Rabbimize razı olacağımız güzel işler yapalım; insanlığa fayda sağlayan işler ortaya koyalım. Hamdimiz; sözümüz, yürek ve gözümüz, hâl ve davranışımız, külfet ve nimet anlarımızla bir bütünü teşkil etsin. Rabbim, bizleri kulluktan ayırmasın, hamdden ayırmasın, şükürden ayırmasın. Kıyamet günü Peygamberimizin taşıyacağı hamd sancağı15 altında toplanmayı Rabbim bizlere nasip eylesin. Rabbim, tıpkı namaza başlarken söylediğimiz gibi, cennete “Elhamdülillâhi Rabbi’l Âlemîn” sözüyle giren kullarından eylesin. (Âmin)
DİTİB Hutbe Komisyonu
Kaynaklar:
1) Buhârî, Da’avât, 8. 2) Müslim, Zikr, 89. 3) Ebû Dâvûd, Libâs, 1. 4) İbn Mâce, Tahâret, 10. 5) Buhârî, Ezân, 123. 6) İbn Mâce, Edeb, 55. 7) Tirmizî, Menâkıb, 1.