DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2024-02-06 | Mesaj

Miraç Kandili Mesajı

6 Şubat 2024 Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan geceyi Miraç Kandili olarak idrak edeceğiz. Kur’an-ı Kerimde; “Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, eksikliklerden uzaktır. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.” (İsra;17/1) ayetiyle ifade edilen bu kutlu yolculuk, zorlukların ardından gelen kolaylığı öğreten bir teselli armağanıdır. Miraç, özelde Peygamberimize genelde tüm inananlara, düştüğü yerden yeniden ayağa kalkmayı ve daima umut var olmayı öğreten muhteşem bir hayat okuludur.

Allah Rasulünün örnekliğini tarihe hapsetmek, ona karşı yapılabilecek en büyük kötülüktür. Miraç hadisesini, Miladi 7. Yüzyılda yaşanan tarihi bir olay olarak görmek, hayatımızda yaşanabilecek benzer manevi yolculukların önüne engel koymaktır. Peygamberimizin her bir anı, onun izinden gidenler için en güzel örnektir (Ahzab; 33/21). Dünden ders alıp bugünü yaşamak ve geleceği bu öğretilerle inşa etmek her Müslümanın vazifesidir. Bu sebeple her bilinçli mümin Kur’an’ı da Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş yansıması olan sünneti de yaşadığı çağa taşımak zorundadır. Miracı çağa taşımak, Rabbimizin her an iş başında olduğunun (Rahman; 55/29) bilinciyle hareket etmektir. Miracı çağa taşımak, her zorluğun yanı başında iki kolaylığın var olduğuna inanmaktır (İnşirah; 94/5-6). Miracı çağa taşımak, ümitsizliğe kapılmadan Yüce Allah’a inanıp güvenmek ve son nefesimizi verinceye kadar karamsarlığa kapılmadan hayata sımsıkı yapışmaktır.

‘Miraç’ dendiği zaman akıllara Mescid-i Aksa gelir, Kudüs gelir. Bugün ise ‘Kudüs’ dendiği zaman akıllara savaş gelir; savaşın yol açtığı açlık gelir, yokluk gelir, sefalet gelir. Gözü yaşlı anne babalar, yetim ve öksüz kalan çocuklar, yaşanan içler acısı dramlar gelir. ‘Gazze’ dendiği zaman akıllara tüm dünyanın gözleri önünde işlenen insan hakları ihlalleri gelir. ‘Filistin’ dendiği zaman vicdan sahibi her insanın içi yanar, yüreği kavrulur. Bizler, birçok peygamberin hatıralarının olduğu o kutsal topraklara yeniden barışın gelmesi ve bölgenin tam anlamıyla ‘Darus-Selam/Barış Yurdu’ olmasını arzu ediyoruz, nasip eyle Allah’ım! Dünyanın neresinde olursa olsun terör ve savaşa ‘Hayır!’ barış ve huzura, ‘Evet!’ diyoruz, barışı yeryüzüne hâkim eyle Allah’ım! En büyük hayalimiz, çocukların üzerine gökten bombaların atıldığını değil, çocukların ellerindeki balonları gökyüzüne doğru neşeyle uçurdukları bir Kudüs, bir dünya görebilmektir, bizlere o günleri görebilmeyi lütfeyle Allah’ım!

Miraç kandilini idrak edeceğimiz 6 Şubat gecesi aynı zamanda vicdan sahibi her insanı derinden sarsan Kahramanmaraş depremlerinin de yıldönümüdür. "Asrın felaketi" olarak adlandırılan büyük depremlerin ardından bir yıl geçmiş olmasına rağmen yaşanan acılar daha dün gibi hafızalarımızdadır. Bizler, enkaz altında kalıp yitirilen canları da dağılan yuvaları da kışın ortasında yürekleri yakan feryatları da asla unutmadık, unutmayacağız. Yavrularını kaybeden anne babaları da yetim ve öksüz kalan çocukları da asla unutmadık, unutmayacağız. Bununla birlikte bizler yaşanan zorluklar karşısında hep birlikte el ele omuz omuza vererek nasıl kenetlendiğimizi de asla unutmadık, unutmayacağız. Birlikte üzülüp ağladığımız zamanları da enkazdan sağ salim kurtarılan her canla sevindiğimiz anları da asla unutamadık, unutmayacağız.

Miraç, depremde sevdiklerini kaybeden, belki de hayatları boyunca unutamayacakları acılar yaşayanlara bu hayatta yalnız, çaresiz ve kimsesiz olmadıklarını öğreten bir motivasyon kaynağı olmalıdır. Unutulmamalıdır ki yanımızda hiç kimse olmasa da bizi daima görüp gözeten Yüce Rabbimiz vardır. Hayatta tüm sevdiklerimizi kaybetsek bile ölümsüz sevginin kaynağı olan Yüce Allah’ımız vardır. Bizler inanıyoruz ki vefat etmiş olanlar da sevdiklerini kaybetmiş olanlar da yalnız değildir. Kullarına şah damarından daha yakın olan Yüce Allah (Kaf; 50/16) daima kullarıyla birliktedir. 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ailesi olarak depremin hemen ardından başlattığımız yardım kampanyalarıyla depremzedelere fiili dua olmanın huzurunu yaşadık. Filli duanın yanı sıra sözlü dualarımızı da hiçbir zaman eksik etmedik, etmeyeceğiz. Peygamberimizin ümmetinde görmek istediği ‘tek vücut gibi hareket etme’ duyarlılığını gösteren herkese ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle depremde vefat eden tüm kardeşlerimize bir kez daha Yüce Allah'tan rahmet, geride kalanlara sağlık ve selamet temenni ediyor, Miraç Kandil’inin Miraç’ın şehri Kudüs başta olmak üzere tüm dünyaya barış ve huzur getirmesini Yüce Rabbimde niyaz ediyorum.


Dr. Muharrem Kuzey
DİTİB Genel Başkanı