DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2007-07-03 | BASIN AÇIKLAMASI

Göç Yasası Hakkında Basın Açıklaması

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan: “Yasalar önünde eşitlik ilkesi korunmalıdır”

Yeni Göç Yasası hakkında bir basın açıklaması yapan DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, yasalar önünde eşitlik ilkesinin korunması gerektiğini belirtti. Yeni Göç Yasası’nda bu ilkenin zedelendiğini ifade eden Arslan, kısaca şunları söyledi:

 

“Bilindiği gibi, Göç Yasa Tasarısı’ndaki bazı maddeler ayrımcılık içerdiği gerekçesiyle 2. Uyum Zirvesi’ne katılmadık ve bu maddelerin yeniden gözden geçirilmesini talep ettik. Fakat üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Köhler tarafından imzalanan bu yasa bizi  ciddi anlamda üzmüştür. Çünkü yasa, aile birleşimi için ülkelere göre farklı uygulamalar getirmekte ve özellikle 23 yaşından küçük gençlerin Alman vatandaşlığına geçişlerini zorlaştırmaktadır.

Yeni yasa, aile birleşimi kapsamında AB üyesi olmayan ülkelerden, mesela Türkiye’den Almanya'ya geleceklerin, Türkiye’de Almanca öğrenmelerini veya Almanca bildiklerini belgelemelerini öngörüyor. Fakat bazı ülkelerin vatandaşları, bu uygulamanın dışında tutuluyor. Halbuki Almanya’da, “Evlilik ve aile, devlet düzeninin özel koruması altındadır.” Aile birleşimindeki farklı uygulama, insanların Federal Anayasanın 3. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bütün insanlar yasa önünde eşittirler” inancını sarsıyor ve farklı uygulamaya ve muameleye maruz kaldıkları hissini güçlendiriyor.

Biz, Almanya’ya gelecek herkesin Almanca öğrenmesini ve toplumun bütün kesimlerinde roller üstlenmesini istiyoruz. Bunun için yıllardır gayret ediyoruz. Ancak bir dil, en iyi konuşulduğu ülkede öğrenilebilir. Almanca da en iyi Almanya'da öğrenilir. Zaten Almanya’da yeni gelenler için zorunlu uyum kursu var ve bu kursa katılanlar 600 saat Almanca öğreniyorlar. Eğer gaye gerçekten Almanca öğretmek ise, en doğru çözüm, biran önce Almanca kurs saatini Almanya’da meslek öğrenmeye yetecek seviyeye çıkarmak ve 900-1200 saate yükseltmektir.

Yeni yasada özellikle Alman vatandaşlığına geçmek isteyen gençlerin geçimlerini temin ettiklerini belgelemek zorunda bırakılması, sadece Alman vatandaşlığına geçişleri zorlaştıran bir engeldir. Bir taraftan göçmen kökenli gençlerin iyi bir eğitim ve meslek eğitimi görmeleri ve Alman vatandaşlığına geçmeleri teşvik ediliyor, diğer taraftan da eğitim gördükleri veya meslek öğrendikleri dönemde, Alman vatandaşlığına geçmek istediklerinde geçimlerini temin ettiklerini belgelemeleri isteniyor. Bu nasıl olacak?

Yeni yasanın ayrımcı değil, birleştirici ve bütünleştirici olmasını; en önemlisi, bu ülkede yaşayan bütün insanlara buraya ait ve yasalar önünde eşit oldukları hissini vermesini arzu ediyoruz. Bunun için insan temel hak ve hürriyetlerini kısıtlayan ve Federal Anayasa ile bağdaşmayan bütün maddelerin yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz.

Başarılı bir uyum, yasalar sertleştirilerek ve farklı uygulanarak değil, ancak insanlar arasında her alanda eşitlik sağlanarak gerçekleştirilebilir.”