Hutbeler

PDF-Dosyası Cuma Hutbesi (PDF)

Videoyu izlemek için tıklayınız

İnsan kalabilmek
(18.10.2019)

 

Kardeşlerim!

İlahî bir soruyla başlamıştı insanın yaratılış hikâyesi. Yaratanımızın; “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna, “Evet şahit olduk ki Rabbimizsin” cevabını vermişti bütün rûhlar.[1] Henüz yeryüzü yaratılmamışken, sadece O’nun zâtı var iken, kendisine bir halife yaratmayı istedi Rabbimiz. Kuru balçığa şekil verip[2] rûhundan üfledi.[3] Toprak olan beden o rûh ile canlandı, insan oldu, Âdem oldu. Melekler ona secde etti.[4] Ve insan, Allah’ın halîfesi, izzet ve şeref sahibi bir varlık olarak yeryüzünü onurlandırdı.

 

Kıymetli Kardeşlerim!

Her birimiz, Âdem peygamberin ailesinin bir ferdi olarak dünyaya açtık gözlerimizi. Yaratanımız, mükerrem ve onurlu kıldı bizi.[5] Kâinat, tüm mükemmelliğiyle bizim için var edildi, eşya hizmetimize verildi. Peygamberler gönderildi bizim için, semânın kapıları açıldı, vahiy nâzil oldu. Renk, ırk, dil farklılıkları olsa da saygınlık bakımından aramızda bir fark bulunmadığına, Allah nezdinde en değerli olanımızın O’na karşı gelmekten en çok sakınanlarımız olduğuna dikkatlerimiz çekildi.[6]

Hakikat böyle iken değerli kardeşlerim, insanlık, asıl onur ve şerefin âlemlerin Rabbine kul, Kutlu Nebi’ye ümmet kılınmakta olduğunu idrak edemedi. Rabbimiz bize böylesine değer vermişken, biz onuru makamla, mevkiyle, parayla ölçer olduk. Rabbimizden uzak düştükçe kendimize ve birbirimize de yabancılaştık.

Yaratılış ve kulluk amacından, samimi inançtan, ahlâkî değerlerden her geçen gün uzaklaşmaktayız. Günü birlik telaşlar içerisinde bencilliğin, hırsın, açgözlülüğün zindanlarına hapsoluyoruz adeta. Ayrımcılık, ırkçılık, sömürgecilik, şiddet, terör, savaş, istismar, açlık gibi nice küresel sorunların kıskacında yeryüzü sakinleri olarak büyük bir sınavdan geçmekteyiz.

Oysa kardeşlerim, Efendimiz; hayatı onurumuza yaraşır bir şekilde nasıl yaşayacağımıza dair rehberlik yapmıştır bizlere. Bize, birbirimizi hakir görmemizin kötülük olarak yeteceğini, Müslümanın kanı, malı ve onurunun dokunulmaz olduğunu bildirmiştir.[7] Kâmil mü‘min olma ve cennet yolunun birbirimizi sevmekten geçtiğini hatırlatmıştır hepimize.[8]

 

Değerli Kardeşlerim!

İslâm nazarında, sevgiye ve hürmete lâyık olan varlıktır insan. Siyahı da değerlidir beyazı da, yoksulu da onurludur, hizmetçisi de. Ölüsü de saygındır, dirisi de. Allah Resûlü veda hutbesinde; “Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap olana, beyaz tenlinin siyaha, siyah tenlinin de beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur”[9] buyurarak asırlar öncesinden bize yol göstermiş; insanları geçici dünyevi değerlere göre sınıflandıranlara âdeta ders vermiştir.

Yâ Rabbi! Bugün bu mabedi dolduran kardeşlerimizle birlikte “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh” ikrarı ile sana olan sözümüzü ve Resûl‘une olan bağlılığımızı yineliyor ve sana dua ediyoruz: Zedelenen, yıkılan insan onurunu yeniden onarmak, bize elçi, mürşit ve en güzel örnek olarak gönderdiğin Peygamberimizin yolundan gitmek hususunda bize güç ver. Bizi nefislerimizle başbaşa bırakma! Bizi sıratı müstakiminden ayırma! Ruhlarımızı imanla teslim edebilmeyi bizlere lutfeyle! Âmin.

 

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] A’râf, 7/172

[2] Hicr, 15/26.

[3] Secde, 32/9

[4] Bakara, 2/34.

[5] İsrâ, 17/70.

[6] Hucurât, 49/13.

[7] Müslim, Birr, 32.

[8] Müslim, Îmân, 22.

[9] Ahmed b. Hanbel, V, 411.

 

 

2019-10-18