2025-01-26 | Mesaj
Mübarek Recep ayının son günlerindeyiz. Allah nasip ederse, 26 Ocak 2025 Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan geceyi “Miraç Kandili” olarak idrak edeceğiz. Bir Kandil ile “merhaba” dediğimiz Recep ayına, yine bir Kandil ile “elveda” diyeceğiz. Miraç Kandilimiz mübarek olsun, hayırlara vesile olsun.
Hayat bir yol, insan ise bu yolun en özel yolcusudur. Bu yolda yokuşlar da vardır, inişler de... Bu yolda virajlar da vardır, düzlükler de... Bu yolda acılar da vardır, sevinçler de... Hayat yolculuğunda zorluklarla sınananların başında hiç şüphesiz peygamberler gelir. Peygamberler, önden giderek topluma yol gösteren rehberlerdir. Onlar, bu yolda ayaklarına çelme takmak isteyenlere karşı daima dik durmuş, bu yolun yolcusu olmaktan asla vazgeçmemişlerdir. Bizlere de bu yoldan vazgeçmemeyi, yılmamayı, yıkılmamayı, pes etmemeyi öğreterek örnek olmuşlardır.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.), hayatı boyunca pek çok yolculuk yapmıştır. Bu yolculuklar bazen gündüz aydınlığında, bazen de gecenin karanlığında gerçekleşmiştir. Kimi zaman somut adımlarla bir coğrafyadan başka bir coğrafyaya, kimi zaman da maddi dünyanın sınırlarını aşarak manevi âlemlere doğru olmuştur. Her yolculuğun bir amacı ve bir hedefi olduğu gibi Allah Rasulü’nün hayatındaki bu özel yolculukların da bir amacı ve hedefi vardır. İsra Suresi’nin ilk ayeti, bu yolculuğun detaylarını şöyle anlatmaktadır:
"Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, eksikliklerden uzaktır. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir." (İsra, 17:1)
Bu müstesna yolculuğun başlangıcında ve hedefinde müminlerin iki kıblesi vardır. Kâbe’den Mescid-i Aksa’ya uzanan bu yolculuğun amacı, bazı ayetlerin gösterilmesidir. İsra olayının biz müminlere öğrettiği iki temel ders bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, kıble bilincidir. Kıble bilinci, bugün bizlere, yüzümüzü Mescid-i Haram’a döndüğümüz gibi gönlümüzü de Mescid-i Aksa’ya çevirmemiz gerektiğini öğretmektedir. Bu yolculuğun bizlere öğrettiği bir diğer hakikat ise, Yüce Allah’ın kullarını hiçbir zaman yalnız bırakmadığı ve kullarıyla iletişime geçerek onları ayetlerle desteklediğidir. Okuduğumuz, farkına vardığımız ve yaşadığımız her ayet, hem rotamızı hem de amacımızı bizlere hatırlatan iki önemli kılavuzdur.
Peygamberimizin manevi âlemde yaptığı özel bir yolculuk da Miraç yolculuğudur. Miraç, Allah’ın birliğine, büyüklüğüne ve varlığın özüne yapılan müstesna bir yolculuktur. Allah Rasulü’nün bu kutlu yolculuğu, hem eşini hem de en büyük destekçisi olan amcasını kaybederek yaşadığı derin üzüntünün ardından büyük bir teselli olmuş; sanki O’na yeni bir başlangıç, yeni bir umut ışığı olmuştur. Miraç, özelde Peygamberimize, genelde ise tüm inananlara, düştüğü yerden yeniden ayağa kalkmayı ve daima umutlu olmayı öğreten muhteşem bir hayat okulu olmuştur.
Rabbim bizlere, bu yolculuklardan hayatımıza mesajlar çıkarabilmeyi nasip eylesin. Rabbim bizleri, dosdoğru yoldan; nebilerin, özü sözü doğru olan sıddıkların, canını imanının şahidi kılan şehitlerin ve güzel işler yapan salih insanların yolundan ayırmasın.
Bu mübarek gecede, tüm insanlığın kardeşlik bağlarıyla birleşmesini; kin ve nefretin yerini sevgi ve hoşgörünün almasını diliyorum. Miraç’ın, Miraç şehri Kudüs başta olmak üzere tüm dünyada adaletin tesis edilmesine, mazlumların gözyaşlarının dindirilmesine ve insanlığın ortak değerleri olan barış ve huzurun hâkim olmasına vesile olmasını temenni ediyorum.
Dr. Muharrem KUZEY
DİTİB Genel Başkanı