Hutbeler

PDF-Dosyası Cuma Hutbesi (PDF)

Videoyu izlemek için tıklayınız

Dinî ve insanî değerleri istismar
(14.07.2017)
 

Kıymetli Kardeşlerim!

Yüce Rabbimiz, hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede mealen şöyle buyurmuştur: “Onlara ‘yeryüzünde fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın’ denildiğinde, ‘Biz ıslah edicileriz!’ derler. İyi biliniz ki, onlar bozguncu ve ifsat edicilerin ta kendileridir. Fakat onlar, ne yaptıklarının farkında değillerdir.”[1]

Ayet-i kerimeden de anlaşıldığı gibi, insanlık tarihi boyunca yeryüzünde en büyük bozgunculuk “ıslah” adı altında yapılmıştır. En büyük ifsat (bozulma), dinin muazzez değerlerini istismar ederek insanları aldatmaktır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, hutbemizin başında okuduğum hadis-i şerifte “Bizi aldatan bizden değildir”[2] buyurmuştur.

Aziz Müminler!

Dini ve manevi değerleri istismar etmek, tarihsel süreçte her zaman en tehlikeli bir virüs olarak daima var olmuş, müslüman toplumun bünyesinin zayıfladığı anlarda da bilhassa yıkıcı bir tesir göstermiştir. En büyük bozgunculuk olan nifak ve istismarın omurgasını “aldatma” teşkil etmektedir. Olduğundan farklı görünme, yalan ve benzeri tavır ve davranışların arkasındaki asıl amaç ve maksat, ötekinin aldatılmasıdır. Ancak Kur’an’a göre, karşısındakini aldattığını zannedenler, kendilerini aldatmaktan öteye geçemeyenlerdir. Konuyla ilgili ayeti kerimede Yüce Rabbimiz mealen şöyle buyurmaktadır:

“Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.”[3] Nitekim bu durumda olanların halini, bu gidip gelmeyi, Hz. Peygamber (as) bir benzetmeyle çok güzel açıklar: “Münafık iki koyun sürüsü arasında kararsız gidip gelen koyun gibidir. Bir ötekine gider bir berikine, hangisine tabi olacağını bilmez.”[4]

Değerli Kardeşlerim!

Kur’ân-ı Kerim, münafıkların ve istismarcıların konuşma tarzını bizlere şöyle tanıtır: “Yoksa kalplerinde hastalık bulunan münafıklar, Allah’ın onların mü’minlere karşı duydukları kinlerini açığa çıkarmayacağını mı zannediyorlar? Eğer dileseydik onları sana tek tek gösterirdik, sen de onları simalarından tanırdın. Hattâ sen onları sözlerindeki lahnden (ses tonlarından ve konuşma üsluplarından) kesinlikle tanırsın. Allah, bütün işlerinizi bilir”[5]

Muhterem Müslümanlar!

Bu ayetler ve hadisler bize gösteriyor ki, samimi bir niyete dayanmayan amel ve davranışlar, sonuçta azap ve pişmanlıktan başka bir işe yaramayacaktır. İbadet, ilim ve  zenginlik  gibi kendilerine verilen imkânları, sadece gösteriş ve belli bir amaç uğruna kullananlar, yarın ilâhî huzurda bu yaptıklarından dolayı yalanlanarak yüzüstü cehenneme atılacaklardır.[6] Bu demektir ki, dinin yüce değerlerini istismar eden, onu dünya çıkarlarına âlet etmeye çalışanlar, kimlikleri ve yaptıkları ne olursa olsun, ahirette "yalan söylüyorsun" diye azarlanmak ve cezaya çarptırılmaktan yakalarını kurtaramayacaklardır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Dini ve insani değerlerin istismarının önüne geçebilmek için,  hayatımızda yalnızca Kur’an-ı Kerim’in ve Hz. Peygamber’in (sav) mesajlarını rehber edinmek, Allah’ın bizlere vermiş olduğu aklımızı, kalbimizi ve vicdanımızı dini ve dünyevi menfaatler için değil, samimi ve ihlaslı bir niyetle, amellerimizi ve davranışlarımızı ortaya koymak gerekmektedir.

Hutbemizi ihlas ve samimiyetin önemini vurgulayan, dini değerleri istismar etmenin kötü sonucunu bizlere bildiren, Sevgili Peygamberimiz’in (sav) bir hadis-i şeriflerinin  mealiyle bitirmek istiyorum: "Allah'ın hoşnutluğunu kazanmaya yarayan bir ilmi, sırf dünyalık elde etmek için öğrenen kimse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz." [7]

 

Muhammed Baki Tuncel
Alzey DİTİB Camii Din Görevlisi

 

[1] Bakara, 2/11-12
[2] Müslim, İman, 164
[3] Bakara, 2/9
[4] Müslim, Sıfatü’l-Münafikîn, 17.
[5] Muhammed, 47/29-30.
[6] Müslim, İmâre, 152.
[7] Ebû Dâvûd, İlim 12; İbni Mâce, Mukaddime 23.
 

2017-07-14