Hutbeler

  Hutbe (iki sütunlu PDF)

Misafire İkram

بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ

هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ ضَيْفِ إِبْرَاهِيمَ الْمُكْرَمِينَ إِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَاماً قَالَ سَلَامٌ قَوْمٌ مُّنكَرُونَ فَرَاغَ إِلَى فَقَرَّبَهُ إِلَيْهِمْ قَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ أَهْلِهِ فَجَاء بِعِجْلٍ سَمِينٍ


Bismillâhirrahmânirrahîm
[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“İbrahim‘in ikram gören misafirlerinin haberi sana geldi mi? Onlar İbrahim'in yanına girmişler «selâm!» demişlerdi. İbrahim de onlara; «selâm size» diye mukâbelede bulunmuştu. İçinden de: «Bunlar yabancı kimseler» diye geçirmişti. Hemen sezdirmeden ailesinin yanına varıp, semiz bir dana pişirip getirmiş, onlara sunarak «Buyurun, yemez misiniz?» demişti.”

[Zariyât Sûresi, âyet 24-27]

Muhterem Mü’minler,

İslam’ın güzel ahlak anlayışının en güzel göstergelerinden biri de misafire ikramdır. Misafirlik konusunda ortaya konan güzellikler bu anlayış ve inancın bir neticesidir. Misafire kapımızı ve gönlümüzü açmak dinimizde kardeşliğin, insana verilen değerin, birliğin, paylaşmanın ve dayanışmanın en güzel örneklerindendir.

Değerli Mü’minler,

Misafire ikramda en güzel örneğimiz ise Sevgili Peygamberimiz’dir. O’nun bu konudaki güzel tavsiyelerinden birisi ise şöyledir: “…Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, misafirine ikram etsin…” [1] Bu tavsiyeyi yapan Allah’ın Elçisi, imkân buldukça evinde misafir ağırlamaktan memnuniyet duyar ve sofrasında misafir veya ihtiyaç sahibi kimseler eksik olmazdı. Sevgili Peygamberimiz, misafirin duâsını makbul olan duâlar arasında zikretmiş [2] ve misafirin ağırlandığı bir evin halkına, hayır ve bereketin mutlaka ulaşacağını bildirmiştir. [3] İmkânı olduğu halde misafir ağırlamak istemeyeni ise: “Misafir ağırlamak istemeyen kimsede hayır yoktur.” [4] buyurarak uyarmıştır.

Kur'ân-ı Kerîm, İbrahim (a.s.)‘ın hiç tanımadığı misafirlerine ikramını bizlere anlatarak bu hususta onu örnek almamız gerektiğine şöyle işaret etmektedir: “İbrahim‘in ikram gören misafirlerinin haberi sana geldi mi? Onlar İbrahim'in yanına girmişler «selâm!» demişlerdi. İbrahim de onlara; «selâm size» diye mukâbelede bulunmuştu. İçinden de: «Bunlar yabancı kimseler» diye geçirmişti. Hemen sezdirmeden ailesinin yanına varıp, semiz bir dana pişirip getirmiş, onlara sunarak «Buyurun, yemez misiniz?» demişti.” [5] Bu örnekte misafire öncelikle sıcak alâka, sevgi, saygı ve güler yüzle davranmaya vurgu yapılmaktadır.

Hz. İbrâhim‘in, misafirlerinin selâmını en güzel şekilde alıp onları evine buyur etmesi, yemek hazırlamak için onların yanından yavaşça dışarı çıkması, evindeki en güzel yemeği ikram etmesi ve bu ikramı bizzat kendi eliyle yapması örnek alınacak hususlardır.

Aziz Kardeşlerim,

Misafirlerimize samimi olarak ilgi göstermek ve gerekli ikramı yapmak, dinimizin ve kültürümüzün en güzel miraslarındandır. Bunun yanında tanıyalım ya da tanımayalım, evimize ya da şehrimize gelmiş olan insanlara dini, milleti, kültürü ne olursa olsun güler yüz gösterip onları en güzel şekilde ağırlayarak bizlerden memnun ayrılmalarını sağlamak, Yüce Rabbimizin de hoşnut olacağı bir davranış olacaktır.

Hutbemi bir hadîs-i şerif meâliyle bitiriyorum: “Şu üç kişinin duâsı kesinlikle geri çevrilmez: Mazlumun duâsı, misafirin duâsı ve ana-babanın evladına duası.” [6]

[1] Buhârî, Edep, 85.
[2] Ebû Dâvûd, Vitr, 29; Tirmizî, Deavât, 47.
[3] İbn-i Mâce, Eti‘me, 55.
[4] İbn-i Hanbel, IV, 155.
[5] Zâriyât, 51/24-27.
[6] Dâvûd, Vitr 29.

Hatice KINIK
DİTİB Mainz Camii Din Görevlisi
2013-10-18