DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2015-09-22 | Mesaj

Kurban Bayramı Mesajı

Hayatın hızlı akışı içinde çoğu zaman bilinçsiz ve sorumsuz şekilde tükettiğimiz zaman sermayesini, barış, sevgi, huzur, paylaşım ve kardeşlik gibi değerlerle kazanca dönüştürme imkanı sunan kutlu zaman dilimlerinden birine, bir Kurban Bayramına daha erişmenin mutluluğu içindeyiz. İslâm âlemi olarak 24 Eylül 2015 Perşembe günü bir Kurban Bayramını daha tekbirlerle karşılayacağız. Hikmet, mağfiret, bereket dolu bayram günlerini hep birlikte idrak edeceğiz. Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun.

Kurban Bayramı günleri, Hz. İbrahim’in duasıyla müminlerin tek yürek, tek vücut oldukları,  aynı iman ve aynı ruhla mübarek ve mukaddes topraklara geldikleri, tek meydanda, Arafat’ta toplanmak suretiyle tek parça örtülerine bürünerek her türlü ayrımcılığı bıraktıkları, tek merkezde, Kâbe’de tavaf ettikleri, hac farizasını yerine getirdikleri mübarek zaman dilimleridir. Kurban Bayramı günleri aynı zamanda bütün müminlerin İbrahimî bir arayışla Rabbimizin kendilerine lütfettiği nimetlere şükranlarının bir ifadesi olarak Kurban ibadetini eda ettikleri mübarek vakitlerdir.

Kurban ibadeti yerine getirilirken dua olarak okunan ayet-i kerimeler, hiç kuşkusuz müminlere her fırsatta teslimiyet ruhunu hatırlatmaktadır. Kurban, Allah’a teslimiyetin ifadesidir. Ancak bu teslimiyet sadece Rabbimize olmalıdır. Bugün üzerinde durmamız gereken, teslimiyetimizi ne kadar Rabbimize yöneltmekte olduğumuz ve muhasebesini yapmamız gereken nefislerimizin zafiyetlerine, heva ve heveslerimize ne kadar esir olduğumuzdur. Teslimiyet ruhundan yoksunlaştıkça Müslümanların hangi belalarla, hangi fitnelerle, hangi desiselerle karşılaştığı, bunların neticesinde Allah’ın lütfettiği kurban kanı yerine nice mümin kanının aktığı artık fark edilmelidir. Aynı şekilde müminlerin haline bakarak nice güç odaklarının müminlerin kanı üzerinden nasıl güç devşirmekte olduğu, müminleri birbirine yakın eden iman kardeşliğinin zedelenerek nasıl kavgaya ve düşmanlığa dönüştürüldüğü bilinmelidir. Kurbanlarımız ve bayramlarımız mümin kalpler arasında ülfet ve muhabbeti gerçekleştirmeli, müminler İslâm dünyasında çıkartılmak istenen her türlü fitneye, fitnenin getireceği kargaşa, huzursuzluk ve felaketlere karşı uyanık olmalı, bütün bunlara basiret ve ferasetle karşı çıkmalı ve fırsat vermemelidir.

Bugün İslam coğrafyasında hikmetini yitirmiş medeniyet havzasının mirasçıları olan bizler, silahın gücüyle değil, selâmın rahmetiyle birbirimize karşı güveni tesis ederek barışı ve esenliği pekiştirelim. Ümitsizlik vadilerinde yuvarlanan insanlık adına ümit olalım. Bu bayram, çatlak dudaklarımıza pınar, çorak gönüllerimize inşirah olsun. Seslerimizi dua dua avuçlarımızda biriktirelim, utançlarımızı, ayıplarımızı pişmanlıklarımızı "ah"larımızı rahmetinin kucağına dökelim. Gafletin çamuruna batmış insanlık adına, kin ve nefretin, ırkçılığın ve ayrımcılığın hükmettiği âleme kalplerimizi kardeş kılarak, renge, ırka, dile, kültüre, coğrafyaya, makama, mevkiye bakmaksızın kardeşçe var olalım, örnek olalım, ümit olalım. Kardeşin kardeşi kuyuya attığı, kardeşin kardeşe el kaldırdığı bir çağda, Habil gibi engin, Yusuf kadar derin; İbrahim gibi halim, İsmail gibi sabır timsali olalım.

Biz Müslümanlar, hac ve kurban borcumuzu bireysel yada vekalet yoluyla kurban organizasyonu kapsamında yerine getirirken, kendi ellerimizle var ettiğimiz zindanlarımızı aşamadığımız için yazılmakta olan tarih bizi bugün İslam dünyasının içine girdiği girdaptan mesul görecektir. Bunun içindir ki, kesilen her kurban, akan her kurban kanı, yüzyıllar boyunca varlığımızın bekası için verdiğimiz kurbanları hatırlatmalı, yüreklerimizi bu ateşle yakmalı, önümüzü kuvvetli bir ışıkla aydınlatmalı ve müminlerin kanlarının akmasını önlemeli, İslâm coğrafyasında akan kan ve gözyaşını dindirmelidir. Kurban Bayramı müminleri birliktelik şuuruna erdirmeli, mümin gönüller İslam’ın barış mesajını kavramalı ve ‘ancak müminler kardeştir’ düsturunca kardeş ve ümmet olma bilincine ermelidir.

Bayram sevincini evlerinden, yurtlarından, topraklarından ayrılmak zorunda bırakılarak yaşadığımız bu diyarlara da sığınan Suriyeli kardeşlerimizden de esirgemeyelim. Bir tebessümle dahi olsa yanlarında bulunalım. Kimsesizlerin kimsesi olalım.

Ülkemizin birlik ve beraberliğine kasteden, masum vatandaşlarımızı katleden, huzur ve asayişimizi sürekli tehdit edip her birimizi ateş altına almaya çalışan terör fitnesinin de ortadan kalkması için dua edelim.

Bu duygular içinde bütün kardeşlerimizin, gönül coğrafyamızın ve tüm İslâm âleminin mübarek Kurban bayramını kutluyor, bu bayramın iç dünyamıza, hanelerimize, ülkemize, dünyamıza huzur ve mutluluk getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

 

Prof. Dr. Nevzat Yaşar AŞIKOĞLU
DİTİB Genel Başkanı