Müslümanlar olarak arınma ve yenilenme bilincimizin tazelendiği yeni bir Ramazan ayına ulaşmış bulunuyoruz. Ramazan’ın  öncelikle Almanya’da yaşayan Müslümanlara, bütün İslâm âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.

Ferdi hayatta dindarlığın, sosyal hayatta huzur, dayanışma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşandığı af, mağrifet ve bereket mevsimi Ramazan ayı, yine bu sene de bizler için nice manevî güzelliklerin hayatımıza tatbik edileceği bir ay olacaktır. 27 Haziran Cuma günü ilk teravih namazları kılınacak, aynı gece sahur sofraları hazırlanacak ve 28 Haziran Cumartesi gününden itibaren bir aylık rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi evlerimize, beldelerimize ve yurtlarımıza misafir olacak, kalpleri Allah ve Peygamber sevgisi ile dolu mü’minlerin arınmasına ve dindarlık seviyelerinin yükselmesine vesile olacaktır.

Kur’an’ın ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini ihtiva etmesinden dolayı şerif kılınan Ramazan ayı, toplum içinde zengin – fakir ayrımını ortadan kaldırması, yardımlaşma ve dayanışma duygularının gelişmesine vesile olması ve kendine has oruç ve teravih namazı gibi ibadetlerle mü’minlerin manevi olgunluğa erişmelerine sayısız katkıda bulunması hasebiyle bizler için önem arz etmektedir. Gelişiyle gönüllerimizde yeni heyecanlar uyandıran bu mübarek ayın ve oruç ibadetinin önemi Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir: “Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de farz kılınmıştır. Artık bu sayede, kötülüklere karşı kendinizi korursunuz” (Bakara, 183). “O (sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı  birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.” (Bakara, 185),

Ramazan ayını diğer aylardan ayıran ve değerli kılan, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bu ayda nazil olmaya başlaması ve oruç ibadetinin bu aya has olarak gücü yetenler için farz kılınmasıdır. Müslümanlar olarak, bu ayda okuyan herkesin zihninde ve kalbinde farklı, kalıcı ve derin izler bırakan Kur’an’ın getirdiği ilahi mesajı anlayıp hayatımıza rehber edinmeye ayrı bir önem veririz. Aynı zamanda Ramazan ayı bizlere toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel imkanlarından biri olan ve toplumun sosyal yaralarını saran fitre ve zekat ibadetini hatırlatmaktadır. Sahip olduğu maldan infak ederek hem ibadetini gerçekleştiren, hem de muhtaçları sevindiren mümin, iftar sofralarıyla da cömertliğin, ikramın ve paylaşmanın örnekliğini sunmaktadır.

Ramazan’ın en önemli özelliklerinden biri bireyselleşen, yalnızlaşan ve yabancılaşan insanı şefkat ve rahmetle kucaklayıp toplumsal hayata katmaktır. Bu sebeple milletimizin, tarih boyunca Ramazan ayını aç, fakir ve kimsesiz insanlara ulaşmanın en önemli zaman dilimi olarak değerlendirmesi müstesna bir meziyettir.  Öyleyse Ramazan ayı insanların yalnız kendi dünyalarında, kendi evlerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir zevk olarak kalmasın. O, bütün güzellikleriyle gönlün derinliklerinde yaşanan, yoksullarla, kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanlarla güzelliklerin paylaşıldığı güzel günler olsun.

DİTİB Genel Merkez ve bağlı derneklerimiz olarak, her Ramazan ayında olduğu gibi bu sene de, bu mübarek ayı çeşitli etkinliklerle geçireceğiz. Her gün imkanı olan derneklerimizde iftar sofraları kurulacak, gündüzlerimizi camilerde mukabelelerle, gecelerimizi de teravih namazlarıyla ihya edeceğiz. Ayrıca Kadir gecesinde bütün camilerimizde özel programlar tertip edeceğiz.

Müslüman kardeşlerimiz fitrelerini ve zekatlarını öğrencilere, yoksullara ve kimsesizlere ulaştırabilmemiz için bizlere emanet edebileceklerdir. Bu sayede de DİTİB olarak kimsesizlerin kimsesi olmaya gayret göstereceğiz.