DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2007-12-21 | Haber

Çocuk eğitiminde en önemli nokta “Sevgi”

DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürlüğü’nce düzenlenen “Förderschule problemi ve eğitimde anne-babanın rolü“ konulu seminer büyük ilgi gördü.
 

Rattingen, Moers, Neus-Norf ve Wuppertal DİTİB derneklerinde verilen eğitim seminerinin ardından beşincisi Langenfeld DİTİB Eyyub Sultan Camii’nde yapıldı.
 
Seminere; T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataseşi ve DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Üstün, Eğitim Ataşesi Mehmet Bektaş, DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürü Işık Uğurlu, Psikolog Bettina Sobetzko, Terapist Astrid Kretcmann ve çok sayıda davetli katıldı.
 
Din Hizmetleri Ataseşi ve DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Üstün eğitimin önemine vurgu yaparak İslam’ın ilk emri „Oku“ olan bir dinin mensubları olarak, bizlerin, eğitime daha fazla önem vermemiz gerektiğini hatırlattı. Her türlü kötülüğün ve geri kalmışlığın ana sebebinin cehalet olduğunu belirten Üstün, anne ve babaların sözle eğitmekten çok davranışlarıyla çocuklara güzel örnek olmalarını tavsiye etti. Çocuğun sosyal hayata adapte olması için gerekli olan eğitimin yüzde 70’inin 0–7 yaşları arasında aldığını ifade eden Üstün, çocuğun gelişim sürecindeki en iyi eğitmeninin aile olduğunu belirterek, “Çocuk özellikle gelişim sürecinde, anne ve babayı model alarak onların bir çok davranışlarını kopyalıyor. Bu nedenle çocukların yanında yaptığımız hareketlere çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu sebeple, anne ve babaya, din görevlisine ve kısacası herkese görev düşmektedir” dedi.

 
Eğitim Ataşesi Mehmet Bektaş ise eğitimin hukuki boyutundan bahsederek, velilere haklarını aramalarını, okul yönetimi ve öğretmenlerle yakın diyalog içerisinde olmalarını, Türkçe dersi için velilerin okullara ve bakanlığa dilekçe vermelerinin şart olduğunu dile getirdi.
 
DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürü Işık Uğurlu, Förderschule hakkında bilgi verdi. Sorunların iletişimsizlizten kaynaklandığını ifade eden Uğurlu: “Aslında çocukları anlayamamak bir özürdür ve bu da çocuktan önce büyüklere aittir. Çocukların çok büyük bir bölümü haksız şekilde Förderschulelere gönderilmektedir. Bunu önlemede en büyük görev aileye düşmektedir. Özürlü öğrenciler için Förderschuleler bir nimet olduğu gibi, bu okullara haksız yönlendirilenler için de büyük bir haksızıktır” dedi.
Çocuk eğitimindeki en önemli noktanın sevgi olduğuna değinen Uğurlu, sevgisiz bir ortamda yetişen çocukla aile sevgisi alarak büyüyen bir çocuğun kıyaslandığında aile sevgisiyle yetişen çocuğun diğerine göre yürüme, konuşma ve gelişim sürecinin daha hızlı olduğunu vurguladı. Uğurlu konuşmasını, eğitim çocuğun hakkıdır ve aile bu hakkı çocuktan esirgeyemez, bunun için çocuğunuzun okuma hakkını mutlaka hukuki yolları da deneyerek koruyunuz, diyerek tamamladı.

 
Sonderschule bilirkişisi Psikolog Bettina Sobetzko, çocuklarımızın eğitim seviyesinin yükseltilmesinde en akıllı davranışın öğretmenlerle işbirliği olduğunu hatırlattı. Haksızlığa maruz kaldığını düşünen ailelerin, çocuklarını hem Almanca hem de Türkçe testlerine tabi tutmalarını ve sonuçların iyi olması durumunda muhakkak haklarını aramalarını önerdi. Çocuğun Almanca bilmemesi, Sonderschule sebebi olmadığını belirten Sobetzko; “Şayet çocuğunuz haksız şekilde Förderschule’ye gönderilmesine itirazınız vasa, onu mutlaka istediğiniz bir psikioloğa götürünüz ve bilirkişi raporuyla destekleyiniz” dedi.
 
Terapist Astrid Kretcmann, çocuklardaki kekemeliği, beyin fonksiyonlarının çalışmaması durumunda çocuğun konuşma ve anlama kapasitesine nasıl etki ettiğini anlattı ve tedavi yollarını gösterdi. Kretcmann: “Çocukları minyatür yetişkinler olarak görmemek ve onların gerçekliğini anlamak gerekmektedir. ‘Çocuklarla iletişim kurmak için başka bir dil kullanmak gerekiyor, onların dilini de oyun dilidir. Aslında yetişkinler olarak, bir zamanlar oyun dilini kullandığımızı hatırlarsak ve hatta çocuğumuzla oynarken biraz kendimizi bu dilin akışına bırakırsak, oyunun zevkine kendimizi kaptırabiliriz. Bu sırada da fark etmeden çocuğumuzla olan iletişimimizi geliştirip onun bazı problemlerini aşmasına katkıda bulunabilriz. Tek yapacağımız onunla aynı dilden konuşmak olacaktır. Bu noktada, çocuklarıyla daha iyi iletişim kurabilmeleri için, oyun ve oyun terapisi hakkında verilecek bazı bilgilerin ailelere yol gösterici olacağını düşünüyorum” dedi.
 

Daha sonra velilerin sorularına cevap verilen seminerde son olarak konuşan DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürü Işık Uğurlu, vatandaşımıza hizmet verebilmek için büyük bir özveri ile çaba gösterdiklerini ve hizmetlerin artarak devam edeceğini söyledi.
 
Yaklaşık 2 saat süren seminere velilerin büyük ilgi göstermesi dikkat çekti.