Sahur ve seherin bereketini, iftarın paylaşma hazzını, teravih coşkusunu bizlere yaşatan, ilahi af ve mağfiret niyazlarını zirveye taşıyan, şükran duygularımızı canlandırarak bizlere yoksulların, muhtaçların halinden anlama şuuru veren, rahmet ve bereket mevsimi Ramazan ayının son günlerini idrak ederken, 26 Ağustos Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gece Yüce Kitabımız’da “bin aydan daha hayırlı” olduğu bildirilen Kadir Gecesini idrak etmenin sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayız. Bu gece, esenlik ve güvenliğin her tarafa yayıldığı, sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği kutlu bir gecedir.

Kadir Gecesini idrak etmenin ve ondan nasiplenmenin yolu ise, Kur’an-ı Kerim’in eşsiz mesajını anlamaktan ve onun aydınlattığı istikamette yürümekten geçer. Çünkü Kadir Gecesini diğer bütün zaman dilimlerinden üstün kılan özellik, Yüce Yaratıcı’nın varlığını ve birliğini tanıtan, bütün insanlık için hidayet rehberi olan, inanma ve yararlı iş yapmayı kalıcı mutluluğun ve kurtuluşun anahtarı kılan Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmeye başlanmış olmasıdır.

Kadir Gecesi son ilahi kitap Kur’an’la insanlığı buluşturan bir başlangıçtır. Kur’an’la buluşmak, sadece onu okumak ve dinlemekle değil, onun öğütlerini önemsemek ve her birini davranışlarımıza yansıtmakla mümkün olur. O Kur’an ki, insanlar arasında adaleti, işi ehil olana vermeyi, hakka razı olmayı, başkasının hakkına göz dikmemeyi, sevgiyi, yardımlaşma ve kardeşliği, davranışlarda doğruluk ve dürüstlüğü emreder. Ayrıca üstün ahlak sahibi Peygamber Efendimizi örnek almayı bizlere emreden Kur’an, dindarlığın ancak ahlakla kemale ereceğini bildirir. Bunun için de o, sözünde durmayı, iyilikte yarışmayı, nimet ve külfeti paylaşmayı, fakir, düşkün ve yetimi kollamayı, emanete ve komşu hakkına riayet etmeyi, alçak gönüllü, güler yüzlü ve iffetli olmayı, çirkin işlerden kaçınmayı ve utanma duygusunu, kimsenin gizli halini araştırmamayı, olgun Müslüman’ın ayrılmaz vasıfları olarak zikreder. Hırs, çekememezlik, kin, dedikodu, kendini beğenmişlik, yalan, iki yüzlülük gibi kötü huyların müminde barınmayacağını bildirir. 

Sevgili Peygamberimiz (a.s.) bu mübarek gece ile ilgili olarak, “Kim inanarak ve sevabını Yüce Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır” (Buhari,Teravih, 2; Müslim, Salat, 25) buyurmuş ve bu gece, “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” (Tirmizi, Deavat, 84) diye dua etmemizi tavsiye etmiştir. Bizler de, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde böylesi müstesna geceleri kendimizi yenileme fırsatı olarak değerlendirmeli, hikmet gözüyle kendimizi sorgulayıp, özeleştiri yapıp, işlediğimiz hatalara tövbe edip af ve bağışlanma dilemeliyiz. Bu gecede, kendimizle, Yüce Yaratıcımızla ve çevremizle barış içinde yaşamanın ve hayatımızı anlamlı kılmanın yollarını aramalı, kendimiz, ailemiz ve bütün insanlık için dua etmeliyiz.

Bu dualarımızda dünyanın degişik bölgelerinde zor şartlar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalan insanları  da unutmayalım; onların yoksulluk ve yoksunluklarına, acıları ve zorluklarına  ortak olmaya çalışalım.  Bu vesileyle Afrika’da hüküm süren açlık ve kuraklık nedeniyle sıkıntılı günler geçiren kardeşlerimizin bu zor günleri en kısa zamanda geride bırakmaları için  de dua edelim, madden ve manen yanlarında olalım.

Maneviyatı yüce bir ayın ve onda saklanan eşsiz bir Kadir Gecesinin feyiz ve bereketinden bizleri nasipdar kılmasını Yüce Mevla’mdan dilerken,  başta Almanya’da yaşayan Müslüman kardeşlerim olmak üzere, tüm İslam aleminin Kadir Gecesini tebrik ediyor ve bu gecenin, insanlığın barış, huzur ve saadetine, bütün müminlerin de affına vesile olmasını bir kez daha Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.