DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2010-07-06 | Mesaj

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan'ın Miraç Kandili Mesajı


8 Temmuz Perşembe’yi 9 Temmuz Cuma’ya bağlayan gece, rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimizin, “Burak” adı verilen bir binekle önce Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya, oradan da, “Refref” isimli bir başka binek ile, kabul edilen son hudut noktası olan, “Sidretü'l-müntehâ” ya ulaştığı, Kur’an’ın ifadesiyle, “Ayetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir.” (İsra Suresi, 1) buyurulan mübarek, “Miraç Kandili” dir. Kutlu Olsun.

Sevgili Peygamberimiz kısa aralıklarla muhtereme eşleri Hz. Hatice ile amcaları ve aynı zaman kendilerinin en büyük destekçisi olan Ebû Talib'i kaybetmeleri nedeniyle duyduğu büyük üzüntüden dolayı bu yıla, “hüzün yılı” adı verilmiştir. Cenab-ı Hak, bir bakıma sevgili Habibini hem teselli etmek hem de ödüllendirmek amacıyla, “Miraç Mucizesini” kendisine bahşetmiş, semanın birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Hz. Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa ve yedinci katında Hz. İbrahim ile buluşturarak, gönül dünyasındaki hüznü alıp huzur ve mutlulukla donatmıştır. Necm Suresi’nde bu olay şöyle ifade edilmektedir. “O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâda gördü. Ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” (Necm Suresi, 7-18.) Allah Rasülü bu kutsal yolculuğu esnasında melekleri, cenneti, cehennemi, âhiret ahvalini, hattâ Cenab-ı Hakk’ın cemâlini bizzat gözleriyle müşahede etmiş, başta beş vakit namaz olmak üzere, İslam’ın diğer esaslarını biz inananlara hediye olarak getirmiştir.

Feyiz ve bereketin coştuğu bu mübarek gecede kendimizi ve yaptıklarımızı bir kez daha gözden geçirmeli, imanda, ibadette, hayırda, güzellikte, kardeşlikte, sevgide vb. hayri işlerde tıpkı Miraç hadisesinde olduğu gibi yükselişe geçmeliyiz. Ellerimizi semaya açarak, bütün kötü duygulardan ve beşeri hislerden arınmak için Rabbimize niyazda bulunmalıyız. Gönül kabemiz bu kutsal gecede iyilik ve güzelliklerle yıkanmalı, sadece İslam dünyası için değil, bütün insanlığın huzuru ve mutluluğu için yüce Allah’a halimizi arzetmeliyiz. Yine bu gecede büyüklerimizi arayarak hatırlarını soramalı, kin ve nefreti benliğimizde söküp atmalı, iyi bir kul, olgun ve faydalı bir insan olmaya gayret göstermeliyiz. Kendi iç dünyamızın muhasebesini de yeniden gözden geçirmeli, varsa eksiklerimiz, Miraç hediyeleriyle tamamlamalı, namaz nimetiyle ruhumuzu yıkamalı, fani bir ömrün yakaladığı bu büyük nimetin kadir ve kıymetini, fırsat elimizde iken en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, bütün vatandaşlarımın ve İslam aleminin Miraç Kandili’ni tebrik eder, Cenâb-ı Hakk’tan tüm insanlığa huzur ve mutluluk vermesi dua ve niyazımla hepinize saygılar sunarım.


Sadi Arslan
DİTİB Genel Başkanı